İsteğe Bağlı Sigortalılıkta Şanslı Kişiler
İsteğe bağlı sigortalılık, bir anlamda zorunlu sigortalılığı tamamlayıcı, bir anlamda da hiç zorunlu sigortalılık şansı bulunmayanların sosyal güvenliklerini güvence altına alan önemli bir sosyal güvenlik mekanizması.
Günümüzde, özellikle AB ülkelerinde isteğe bağlı sigortalılık tamamen tamamlayıcı bir sigorta kolu olarak kabul ediliyor. Yani zorunlu sigorta içinde olup, belirli dönemlerde çalışma yaşamının dışına çıkanlar için tanınan bir hak. Bizde ise hem tamamlayıcı hem de tamamen müstakil bir sigorta alanı. Hayatı boyunca hiç zorunlu sigortalılığı olmamış bir kimse için sosyal güvenliğini sağlamak için bir yol.
İsteğe bağlı sigortalılık konusunda mevzuatımızda sürekli değişiklikler oldu. Ekim 2008 öncesi dönemde isteğe bağlı sigortalılık için farklı koşullar söz konusuydu. Özellikle belirli süre prim ödeme şartının bulunması yukarıda bahsettiğimiz "tamamlayıcı sigorta" anlayışını ortaya koyuyor. Ancak Ekim 2008'de yürürlüğe giren 5510 sayılı reform yasasıyla bu tamamlayıcı anlayıştan vaz geçildi ve prim şartı olmaksızın isteğe bağlı sigortalılığın önü açıldı. İsabetli de oldu.
Mevcut haliyle, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na göre; Türkiye'de ikamet etmek, 18 yaşını doldurmuş olmak, zorunlu sigortalı olmamak veya Kanunun 4üncü maddesine göre sigortalı (4-a) olarak ay içinde 30 günden az çalışmak, kendi sigortalılıkları nedeniyle aylık almamak ve kuruma yazılı olarak başvurmak isteğe bağlı sigortalılık için yeterli koşullar.
Söz konusu belgelerin adi posta veya kargo ile gönderilmesi halinde kurum kayıtlarına intikal tarihi, taahhütlü, iadeli taahhütlü veya acele posta ile yapılan bildirimlerde ise postaya veriliş tarihi başvuru tarihi olarak kabul ediliyor.
İsteğe bağlı sigortalılıkta, yeni kanun ile getirilen en önemli düzenleme, isteğe bağlı sigortalılığın 1 Ekim 2008 tarihinden sonra 4-b kapsamında, yani eski adıyla Bağ-Kur kapsamında değerlendirilecek olması.
Bu yeni getirilen düzenleme, aslında isteğe bağlı sigortalılığa başvuracaklar ve halen isteğe bağlı sigortalılık içerisinde olanları oldukça olumsuz etkiledi. Nitekim Bağ-Kur koşulları ve avantajları sigortalılığa göre daha düşük. Bu nedenle 4-a'lılık daha çok tercih sebebiydi.
İsteğe bağlı sigortalılıkta ortaya çıkan bu olumsuz tabloya rağmen, bir takım çalışan grupları için daha sonra çıkarılan mevzuat değişiklikleri ile çözüm aranmaya çalışıldı. Bu gruplardan ilki part-time çalışanlar. 5510 sayılı Kanunun 50. maddesi ile ay içinde 30 günden az çalışan veya tam gün çalışmayanlara, isteğe bağlı sigortaya müracaat etmeleri halinde, eksik kalan süreleri için isteğe bağlı sigortaya prim ödeyerek, ay içindeki çalışmalarını 30 güne tamamlama imkânı verildi.
Bu grupta yer alanlar için, 6111 sayılı kanunla isteğe bağlı sigortalılık statüleri 25.2.2011 tarihinden itibaren kanunun 4-a bendi kapsamında, sigortalı şartları ile geçerli sayıldı. Yani diğer isteğe bağlı sigortalılara göre avantajlı kılındılar.
Ayrıca ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurtdışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanıyor, bu kişilerin uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde isteğe bağlı sigortalı olmalarına imkan veriliyor.
Bu grupta yer alanlar, başlangıçta yani 5510 sayılı kanun yürürlüğe girdiğinde, kısa vadeli çalışmaları bakımından 4-a'lı, isteğe bağlı sigortalılık süreleri bakımından 4-b'li olarak değerlendirilmişlerdi. Ancak, 6111 sayılı kanunla söz konusu hüküm değiştirilerek 1.10.2008 tarihinden itibaren isteğe bağlı sigortalılık süreleri 4-a'lı olarak sayılmaya başlandı.
Yurtdışına Türk müteahhitlerince çalıştırılmak amacıyla götürülenlerin isteğe bağlı sigortalı olabilmeleri için, isteğe bağlı sigorta giriş bildirgesi ve sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkeye, Türk işverenlerce çalıştırılmak üzere götürüldüklerine ilişkin belge ile kendileri ya da işverenleri tarafından işyerinin bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il müdürlüklerine veya merkezlerine müracaat edilmesi gerekli.
Bunların isteğe bağlı sigortalılıkları yurtdışındaki çalışmalarının bittiği tarih itibariyle sona erdiriliyor.
Bu grupların dışında gelir vergisinden muaf kadınlar da isteğe bağlı sigortalı olma imkanına sahip. 5510 sayılı kanuna göre, 1.10.2008 tarihinden itibaren, vergiden muaf işleri hizmet akdiyle herhangi bir işverene tabi olmaksızın sürekli ve kazanç getirici nitelikte yaptıklarını vergi dairelerinden alacakları yazı ile ispat eden isteğe bağlı kadın sigortalılar, primlerini 2011 yılında prime esas günlük kazanç alt sınırının 18 katından başlamak ve her yıl birer puan artırmak suretiyle ödeyebiliyor. Bu da bu durumda olanlar için önemli bir prim avantajı anlamına geliyor.
Bu konuda bir başka grup da kamu idaresine ait işyerinde çalıştırılan sigortalılar. Bu durumda olanların iş sözleşmesinin askıda olduğu sürede isteğe bağlı sigortaya müracaat etmeleri halinde, talepleri kabul edilecek, isteğe bağlı sigorta primi ödenen süreler 4-b kapsamında yani Bağ-Kur'lu gibi değerlendirilecek.
İsteğe bağlı sigorta primi, prime esas kazancın alt sınırı, yani asgari ücret ile bunun 6,5 katı arasında, sigortalı tarafından seçilecek kazancın % 32'si. Bunun % 20'si malullük yaşlılık ve ölüm sigortası, % 12'si genel sağlık sigortası primi.
Yurtdışına götürülen Türk işçilerinden isteğe bağlı sigortalı olanlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmadığından bunların prim oranı % 20.
İsteğe bağlı sigorta priminin takip eden ayın sonuna kadar ödenmesi gerekiyor. İsteğe bağlı sigortalılardan part-time çalışanlar hariç, isteğe bağlı sigortalıların her ay için otuz tam gün prim ödemeleri de zorunlu.
Kaynak: Dünya Gazetesi
Günümüzde, özellikle AB ülkelerinde isteğe bağlı sigortalılık tamamen tamamlayıcı bir sigorta kolu olarak kabul ediliyor. Yani zorunlu sigorta içinde olup, belirli dönemlerde çalışma yaşamının dışına çıkanlar için tanınan bir hak. Bizde ise hem tamamlayıcı hem de tamamen müstakil bir sigorta alanı. Hayatı boyunca hiç zorunlu sigortalılığı olmamış bir kimse için sosyal güvenliğini sağlamak için bir yol.
İsteğe bağlı sigortalılık konusunda mevzuatımızda sürekli değişiklikler oldu. Ekim 2008 öncesi dönemde isteğe bağlı sigortalılık için farklı koşullar söz konusuydu. Özellikle belirli süre prim ödeme şartının bulunması yukarıda bahsettiğimiz "tamamlayıcı sigorta" anlayışını ortaya koyuyor. Ancak Ekim 2008'de yürürlüğe giren 5510 sayılı reform yasasıyla bu tamamlayıcı anlayıştan vaz geçildi ve prim şartı olmaksızın isteğe bağlı sigortalılığın önü açıldı. İsabetli de oldu.
Mevcut haliyle, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na göre; Türkiye'de ikamet etmek, 18 yaşını doldurmuş olmak, zorunlu sigortalı olmamak veya Kanunun 4üncü maddesine göre sigortalı (4-a) olarak ay içinde 30 günden az çalışmak, kendi sigortalılıkları nedeniyle aylık almamak ve kuruma yazılı olarak başvurmak isteğe bağlı sigortalılık için yeterli koşullar.
Söz konusu belgelerin adi posta veya kargo ile gönderilmesi halinde kurum kayıtlarına intikal tarihi, taahhütlü, iadeli taahhütlü veya acele posta ile yapılan bildirimlerde ise postaya veriliş tarihi başvuru tarihi olarak kabul ediliyor.
İsteğe bağlı sigortalılıkta, yeni kanun ile getirilen en önemli düzenleme, isteğe bağlı sigortalılığın 1 Ekim 2008 tarihinden sonra 4-b kapsamında, yani eski adıyla Bağ-Kur kapsamında değerlendirilecek olması.
Bu yeni getirilen düzenleme, aslında isteğe bağlı sigortalılığa başvuracaklar ve halen isteğe bağlı sigortalılık içerisinde olanları oldukça olumsuz etkiledi. Nitekim Bağ-Kur koşulları ve avantajları sigortalılığa göre daha düşük. Bu nedenle 4-a'lılık daha çok tercih sebebiydi.
İsteğe bağlı sigortalılıkta ortaya çıkan bu olumsuz tabloya rağmen, bir takım çalışan grupları için daha sonra çıkarılan mevzuat değişiklikleri ile çözüm aranmaya çalışıldı. Bu gruplardan ilki part-time çalışanlar. 5510 sayılı Kanunun 50. maddesi ile ay içinde 30 günden az çalışan veya tam gün çalışmayanlara, isteğe bağlı sigortaya müracaat etmeleri halinde, eksik kalan süreleri için isteğe bağlı sigortaya prim ödeyerek, ay içindeki çalışmalarını 30 güne tamamlama imkânı verildi.
Bu grupta yer alanlar için, 6111 sayılı kanunla isteğe bağlı sigortalılık statüleri 25.2.2011 tarihinden itibaren kanunun 4-a bendi kapsamında, sigortalı şartları ile geçerli sayıldı. Yani diğer isteğe bağlı sigortalılara göre avantajlı kılındılar.
Ayrıca ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurtdışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanıyor, bu kişilerin uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde isteğe bağlı sigortalı olmalarına imkan veriliyor.
Bu grupta yer alanlar, başlangıçta yani 5510 sayılı kanun yürürlüğe girdiğinde, kısa vadeli çalışmaları bakımından 4-a'lı, isteğe bağlı sigortalılık süreleri bakımından 4-b'li olarak değerlendirilmişlerdi. Ancak, 6111 sayılı kanunla söz konusu hüküm değiştirilerek 1.10.2008 tarihinden itibaren isteğe bağlı sigortalılık süreleri 4-a'lı olarak sayılmaya başlandı.
Yurtdışına Türk müteahhitlerince çalıştırılmak amacıyla götürülenlerin isteğe bağlı sigortalı olabilmeleri için, isteğe bağlı sigorta giriş bildirgesi ve sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkeye, Türk işverenlerce çalıştırılmak üzere götürüldüklerine ilişkin belge ile kendileri ya da işverenleri tarafından işyerinin bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il müdürlüklerine veya merkezlerine müracaat edilmesi gerekli.
Bunların isteğe bağlı sigortalılıkları yurtdışındaki çalışmalarının bittiği tarih itibariyle sona erdiriliyor.
Bu grupların dışında gelir vergisinden muaf kadınlar da isteğe bağlı sigortalı olma imkanına sahip. 5510 sayılı kanuna göre, 1.10.2008 tarihinden itibaren, vergiden muaf işleri hizmet akdiyle herhangi bir işverene tabi olmaksızın sürekli ve kazanç getirici nitelikte yaptıklarını vergi dairelerinden alacakları yazı ile ispat eden isteğe bağlı kadın sigortalılar, primlerini 2011 yılında prime esas günlük kazanç alt sınırının 18 katından başlamak ve her yıl birer puan artırmak suretiyle ödeyebiliyor. Bu da bu durumda olanlar için önemli bir prim avantajı anlamına geliyor.
Bu konuda bir başka grup da kamu idaresine ait işyerinde çalıştırılan sigortalılar. Bu durumda olanların iş sözleşmesinin askıda olduğu sürede isteğe bağlı sigortaya müracaat etmeleri halinde, talepleri kabul edilecek, isteğe bağlı sigorta primi ödenen süreler 4-b kapsamında yani Bağ-Kur'lu gibi değerlendirilecek.
İsteğe bağlı sigorta primi, prime esas kazancın alt sınırı, yani asgari ücret ile bunun 6,5 katı arasında, sigortalı tarafından seçilecek kazancın % 32'si. Bunun % 20'si malullük yaşlılık ve ölüm sigortası, % 12'si genel sağlık sigortası primi.
Yurtdışına götürülen Türk işçilerinden isteğe bağlı sigortalı olanlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmadığından bunların prim oranı % 20.
İsteğe bağlı sigorta priminin takip eden ayın sonuna kadar ödenmesi gerekiyor. İsteğe bağlı sigortalılardan part-time çalışanlar hariç, isteğe bağlı sigortalıların her ay için otuz tam gün prim ödemeleri de zorunlu.
Kaynak: Dünya Gazetesi
İsteğe Bağlı Sigorta
- İsteğe bağlı sigorta için gün şartı yok
- İsteğe bağlı sigortada 41 ayı dolanlar dikkat!
- İsteğe bağlı sigortada püf noktaları
- İsteğe bağlı sigortalıların ödeyeceği asgari ve azami prim tutarları
- İsteğe bağlı sigortalıların son umutları da söndü
- İsteğe Bağlı Sigortalılık
- İsteğe Bağlı Sigortalılıkta Şanslı Kişiler
- İsteğe Bağlı Sigortaya Nasıl Başvurulur? Şartları Nelerdir?
- İsteğe bağlı sigortayı kimler tercih etmeli?
- Part-Time çalışanlar da genel sağlık sigortası primi ödeyecek